
Büyüklerden Dersler
13. Sayfa
Unsere Schwesterseiten / Kardeş Şitelerimiz : https://www.tekvandoakademisi.com/ https://www.risaleinurakademisi.com/
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Büyüklerimizden aldığım dersler
Inanırmısınız anne-babamdan
belki yüzlerce öğüt almışımdır.
Hiç biri hatırımda kalmadı.
Fakat annemin-babamın bazı
davranışlarını hiç unutamıyorum.
Birkaç kere anlatmışımdır:
Rahmetli anneciğim
“Önce komsuma, sonra bana”
diye dua ederdi.
Aynaya her bakışından da şükrederdi.
Hiç unutmuyorum ve ikisini de uyguluyorum.
Neden unutmuyorum ?
Çünkü sözler, öğütler ve
uygulanmıyan nasihatlar unutulur,
fakat uygulanan davranışlar unutulmaz.
Onun için büyüklerizin ata sözlerindendir :
Lisan-ı hal , lisan-ı kalden tesirlidir.
Rahmetli babam patika yolda yürürken
oynayan kaldırım taşlarını sağlamlaştırındı.
Yolun ortasında duran tasları ve kağıdı kenera koyardı.
Rahmetli büyük amcam
yola dogru sarkan dikenleri keser,
rahat bir geçit sağlamak için çırpınırdı.
Evin avlusunda güneşlenirken,
tanımadığı birini görse,
mutlaka misafir etmek isterdi.
En azından, soğuk bir tas ayran içirirdi,
öyle bırakırdı.
Öğütlerini hatırlamıyorum.
Ama davranış biçimlerini de unutmuyorum.
Çok sonra, bu davranışların
Kur’an ve Sünnet kaynaklı olduğunu ögrendim.



Kur'an <-- -- --> Sünnet
İste kaynaga ulastık:
Kur’an ve Sünnet
Oysa yıllardır bizim ahlak normlarımız
Medya yoluyla Avrupa’ya göre şekilleniyor.
Bu ise Kur’an ve Sünnet kaynaklı
değer hükümlerimizi aşındırıyor.
Git gide kendimizi yadırgamaya başlıyoruz...
Çünkü batının kültürü ve değerleri
bizim ahlaki ve dini değerlerinden
çok farklı ve çok ters !
(Helede bu enaniyet asrına)
Mesela eskiden bir erkeğin
kadın eli sıkmasını yadırgardık,
simdi sıkmamasını yadırgıyoruz.
Eskiden selam vermemeyi yadırgardık,
simdi vermeyi yadırgıyoruz.
Eskiden başını örtmeyen bayanları yadırgardık,
şimdi örtenleri yadırgıyoruz.
Yadırgamakla da kalmıyor, şayet ögrenci, ya da memursa,
bazan da dünyayı zindan edebiliyoruz.
Toplumdaki bu tartışmalar
çocuklarımızı etkilemiyor mu sanıyorsunuz ?
Hem de derinden etkiliyor.
Fakat belli bir yaşa kadar çatışmaların ve
tartışmaların mahiyetini pek anlamıyorlar.
İste o noktada ailenin sorumluğu devreye girer.
Toplumsal zıtlaşmaları ve çatışmaları anlatmak,
ve yaşayarak göstermek ailenin görevidir.
Fakat pek çoğumuz bu görevimizden kaçıyoruz.
Çünkü kıtabımız Kuran`ı ve Sünnetı tam bilmiyoruz.
Ciddi ciddi öğrenme ihtiyacı da hissetmiyoruz.





